2018/03/25

BACK TO THE NAFTALİN

Ulan acaba nerdeler şimdi o günler ? Hangi sandığın içine koyduk,hangi sek sek çizdiğimiz kaldırım taşlarında kaldı izimiz,hangi kesilen ağaç gövdesinde kazılı isimlerimiz,hangi avmler altında kaldı naftalin kokulu çocukluğumuz ? Sobanın üzerindeki mandalina kabuklarının kokusu geldikçe aklıma öyle manyak hisler yaşıyorum ki ; hem tüm dünyaya düşman kesilircesine kızıyorum hem de deli gibi özleyip bi anda minik bi tebessüm konduruyorum yüzüme veya tükürüp sobanın üstünde kaybolan o su baloncuklarını izlediğim zamanlara dönmek istiyorum,abimle sümüklerimizi kanepenin altlarına sürüp;kuruduktan sonra düşen parçaları annemizin süpürdüğü zamanlara,babamla her gece yoğurda şeker katıp yarış yaptığımız zamanlara,annemin saçlarının ağarmadığı;sadece yanaklarında gülünce ortaya çıkan çizgilerinin olduğu zamanlara yada ne bileyim işte pazar geceleri banyodan önce sobanın üstünde ısınan fanilaların olduğu zamanlara,hadi be Perihan Teyze sen yaparsın "zaman geriye aksın" de de gidelim burdan.Beyni kaplayan akıllı defterlerin olduğu zamandan çıkıp,kendi ellerimizle kapladığımız o ataçlı defterlere,simit-ayranın 50 kuruş olduğu zamanlara gidelim..